9 Ocak 2011 Pazar

Şaşıp kalma üstüne...

        Son günlerde şaşırıp kaldığım olaylar öyle üst üste yaşanır oldu ki neredeyse artık hala şaşırıyor olmama şaşmaya başladım ve Nazım Hikmet'in yıllar önce kaleme olduğu güzelim şiirlerinden birini anımsadım. Şaşıp kalma üstüne...
        Sevebilirim,
        hem de nasıl,
        dile benden ne dilersen,
        canımı, gözlerimi.

        Kızabilirim,
        ağzım köpürmez,
        ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında,
                                                 devenin öfkesi, kinciliği değil.

        Anlayabilirim
        çoğu kere burnumla,
        yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak
        ve dövüşebilirim,
        doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum her şey için, herkes
                    için,
        yaşım başım buna engel değil,
        ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı.
        Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp
                gitti beni.
                          Yazık.
                                                                                                                                                 1963 Şubat