17 Aralık 2010 Cuma

"Tasavvuf kıyısı olmayan bir deniz"

        Hz.Mevlana'nın ölümünün 737. yıldönümü. Anma etkinliklerininin yabancı televizyon kanallarında verildiğini de görünce, Elif Şafak'ın 'Aşk' romanından sonra hakkında çıkan 'modaya uydu' dedikodularıyla ilgili yazdığı bir yazı geldi aklıma. Önce dedikodu malzemesi olan Aşk'la ilgili fikrimi belirteyim. Elif Şafak'ın okuduğum diğer romanları için belki aynı şeyi söyleyemem ama lise yıllarından beri Tasavvufu ve Mevlana'yı anlamaya çalışan biri olarak o romanı beğendim ben. Kabul ediyorum; Hz.Mevlana veTasavvuf öyle bir romanla anlaşılabilecek, hazmedilebilecek bir ilim değil elbette ama okuyanların bu ilme meyletmesine adım olabilecek bir roman. Zaten Elif Şafak'ın aklımda kalan yazısı da aslında bundan söz ediyordu. Tasavvuf moda mı oldu?
        Ehil olmadığı konularda ahkam kesenlerin ukalalığına bürünmek istemem kesinlikle ama İslami geleneğin eski bir kolu olan ancak; yanlış anlamalara ve anlatmalara da müsait olan tasavvuf öyle moda olacak, tüketim unsuru olarak sunulup popüler kültürün saniyede tükettiği akımların arasına karışacak bir "şey" değildir. Henüz kıyısında dolanan biri olarak bana soracak olursanız, sadece kelimelerle anlaşılmayıp insanın içinden hissederek yaşaması gereken bir 'hal'dir. Hatta İnsanın dönüşümü gibi zorun zoru bir işlemi yapan tasavvufun ancak ehil ellerle icra edildiğinde sonuç vereceğini söyleyenler vardır ki çok da haklıdırlar. Bu yolculuğa rehbersiz çıkmak, işin iç yüzünü göremeden ezberlenen birkaç güzel sözle avunmayı yeterli kılabilir insan için. Daha da karamsar olursak işi, lokantalarda sema gösterileri eşliğinde yemek yemeye vardıran bir tasavvuf endüstrisinin doğduğu noktasına vardırabiliriz ki tam bir endüstri doğmasa da yeltendiğini görmezden gelemeyiz. Peki bunu onaylayabilir miyiz? Tabi ki hayır ama Elif Şafak'ın o aklımdaki yazısında sorduğu gibi farzedelim ki moda oldu; fena mı olur?         Bence çok da fena olmaz. Modernitenin dayattığı dünyevi isteklerin peşinde koşarken maneviyatın kutsallığını yaşamından çıkarıp atan, bunu yaparken de giderek baş edemediği bir hiçlik duygusuyla karşılaşan günümüz insanı, sırf moda olduğu için tasavvufa merak salsa ve giderek bu ilimdeki hikmeti anlamaya çalışsa fena mı olur? İnanın olmaz! Batıdan pompalanan her şeyi süzgeçten geçirmeden yaşamına uyarlayan insanımızın giderek türedi öğretilere kapıldığı, reikiki, kuantum... tekniklerine merak saldığı bugünlerde tasavvuf moda olsa, fena olmak bir yana inanın çok da iyi olur! Elif Şafak'ın dediği gibi; "Tasavvuf, kıyısı olmayan bir koca deniz. O denizden herkes kendi kabı kadar su çekebilir" Ayrıca unutmayalım ki tasavvufun kapıları herkese açık...